16 Ekim 2016 Pazar

Kesinlikle İzlemelisin: Arrival (Filmekimi 2016)


Arrival her anıyla büyüleyen, tam anlamıyla bir rüyadaymış hissi veren ve inanılmaz derecede zarif bir bilimkurgu. Uzaylıları konu almasına rağmen bu konuyu işleyen filmlerden neredeyse her konuda farklılaşmayı başaran ve hiçbir klişeyi içinde bulundurmayan güçlü ve duyguları derinden etkileyen bir başyapıt. Filmde muhteşem müziklere ve şiirsel görselliğe ek olarak ise ana karakterimizi canlandıran Amy Adams’ın muhteşemliği ve içine Nolan, Kubrick ve Malick kaçmış hissi veren Denis Villeneuve’nin dillere destan, müthiş yönetmenliği var. Ted Chiang’ın Story of Your Life isimli eserinden uyarlanan Arrival, benim çok uzun zamandır bir filmi izleyip de hissetmediğim heyecanı ve duyguyu bana yaşatmayı başardı. Bu eşsiz sinema güzelliğini izledikten sonra tam anlamıyla mest oldum.

8 Ekim 2016 Cumartesi

Film/Arşiv: The Happiest Day in the Life of Olli Maki (Filmekimi 2016)

Uzun zamandır heyecanla yolunu gözlediğim Filmekimi dün başladı ve ben de bugün ilk filmimi izleyerek bu festivale tam anlamıyla başlamış oldum. Daha adını gördüğüm anda ilgimi çeken The Happiest Day in the Life of Olli Maki yani Olli Maki’nin En Mutlu Günü bu sene harika filmlerin gösterildiği Cannes Film Festivali’nin Un Certain Regard (Belirli Bir Bakış) bölümünde gösterilip bölümün En İyi Film ödülünü kapmış Finlandiya yapımı bir film. Bir spor filmi olarak tanımlayabileceğim bu film alıştığımız spor filmlerine hiç benzemeyen yapısıyla dikkat çekiyor. Örneğine pek rastlanmayan bu boks filmi Finlandiya’nın da bu seneki Oscar aday adayı oldu ve bence son 9’a kalıp En İyi Yabancı Film dalında yarışabilecek kadar harika bir filmdi, en azından ben sona kalmasını çok isterim.

Film/İnceleme: The Girl on the Train (2016)


Yılın en merakla beklediğim uygulamalarından biri olan The Girl on the Train (Trendeki Kız) sonunda vizyona girdi. Başrolünde Emily Blunt’ın olduğu filmin Haley Bennett, Rebecca Ferguson, Luke Evans ve Justin Theroux gibi tanıdık isimlere sahip güzel de bir kadrosu var. Paula Hawkins’in çok sevdiğim aynı isimli romanından uyarlanan The Girl on the Train, yönetimini çok sevmediğim halde büyük oranda kitaba sadık kalınarak uyarlanmasını taktir ettiğim ve Emily Blunt’ın mükemmel oyunculuğuna bayıldığım bir film oldu. Eğer yakın zamanda sinemaya gitmek gibi bir niyetiniz varsa bunu bir düşünün derim.