Erkekler bireysel karışıkta spor
tarihinin en büyük rekabetlerinden birinin sonuna şahit olduk: 12 yıllık, 4
olimpiyattır devam eden Phelps – Lochte rekabetinin sonuna. Olimpiyat
tarihinde en fazla madalya alan iki erkek sporcunun son düellosuydu bu. Çok da
heyecanlı bir yarış oldu. Yarıştan önce de Lochte kendi hesabında bu fotoğrafı paylaşıp altına da "son bir kez" yazmıştı.
Michael Phelps hem Ryan Lochte’yi
geçmek hem de dünya rekoru kırmak istediğini söylemişti yarış öncesi. Phelps-Lochte arasındaki çekişme ile başlayan yarış son kısımda çok farklı
bir hale büründü ve benim pek de tahmin etmediğim bir şekilde bitti. Son
bölümde çok iyi atak yapana Phelps
rakipleriyle arasını açtı ve rahat bir şekilde kazandı. Phelps dünya rekoru kıramasa da 1:54.66 ile yılın en iyi derecesini
yaparak 2016 Rio’daki 4. ve toplamda ise 22. altın madalyasını kazandı. Bu Phelps'in bireysel karışıkta üst üste kazandığı 4. altınıydı ve böylece Phelps bir branşta üst üste 4 olimpiyatta da altın kazanan ilk yüzücü olmayı başardı.
Ryan Lochte ise son bölümde gelen ataklara cevap veremedi ve çok
geri düştü. Yarışı 5. sırada bitirince de madalya kürsüsünden uzak kaldı ve son
kez bireysel madalya kazanma şansını harcadı. Lochte’nin bu kadar geri düşmesini hiç beklemiyordum çünkü aslında
iyi de gidiyordu ama son kısım gerçekten çok kritikti.
Kadınlar 200 metre kurbağalama finali
ise olimpiyatların en çok tartışılan sporcularından biri olan Yulia Efimova’nın muhteşem performansına
sahne oldu. Tıpkı elemelerde ve yarı finalde olduğu gibi Efimova geriden götürdüğü yarışın son kısımlarından inanılmaz bir
atak yaptı ancak ilk sıradaki Rie Kaneto onun öne geçmesine izin vermedi.
Kaneto ilk madalyasını kazanırken
olimpiyat boyunca çok yuhalanan Efimova
da bu sefer ödül töreninde daha az tepkiyle karşılaştı.
Kadınlar 100 metre serbest finali
ise iki rekora birden sahne olması nedeniyle uzun süre unutulmayacak yarışların
arasına girdi. Simone Manuel ve Penny Oleksiak 52.70’lik dereceleriyle olimpiyat rekoru kırdılar ve
ilk sırayı paylaştılar. 20 yaşındaki Manuel,
katıldığı ilk olimpiyatında yüzmede altın madalya kazanarak bunu başaran ilk siyah sporcu oldu. Gecenin bir başka rekoru da Kanadalı Penny Oleksiak'tan geldi. Olimpiyat rekorunu ve altın madalyayı Manuel ile paylaşan Oleksiak, 21. yüzyılda doğan ve
olimpiyatlarda altın madalya kazanan ilk sporcu olarak tarihe geçti.
Günün asıl olayı ise artistik jimnastik
kadınlar bireysel genel değerlendirmeydi. Her takımdan ikişer sporcunun
katıldığı bireysel finallerine de takım finallerini kazanan Amerikalı sporcular
damga vurdu. The Final Five adındaki
takımın kaptanı Aly Raisman ve
artistik jimnastiğin süper yıldızı Simone
Biles büyüleyici performanslar
sergilerken Rus Aliya Mustafina da
oldukça müthiş performans sergiledi. Simone
Biles 62,138 puanla beklendiği rakiplerini
geride bırakarak altın madalya elde ederken takım arkadaşı Alexandra Raisman 60.098 puanla gümüş madalya,
Rus Aliya Mustafina ise 58.665
puanla bronz madalya kazandı. Çok çekişmeli geçen finallerde son sıralama yer
hareketlerine kadar tam olarak belirlenemedi diyebilirim.
2012 Londra’da
bireysellerde bronz madalya kazanan Aliya
Mustafina ilk iki rotasyon sonrası liderdi. Özellikle de en iyi olduğu asimetrik
barda sergilediği muhteşem performans sayesinde. Ancak denge aletinde
sakatlığının etkilerini hissedince çok iyi bir puan alamadı ve Biles’dan da muhteşem performans
gelince liderliği ona kaptırmış oldu. Sonrasında da Biles’ın açık ara iyi olduğu alanlara sıra gelince ilk sırayı bir
daha geri alamadı. İkinci sırayı ise Aly
Raisman’a son rotasyon olan yer hareketlerinin ardından kaptırdı ve bu
şekilde üst üste ikinci bronz madalyasını elde etti. Sıralamasını koruyamasa da
Mustafina tıpkı Biles ve Raisman gibi tüm
genç jimnastikçilere örnek olacak duruşa, tavırlara sahipti.
Rio’ya bir efsane olmuş şekilde gelen Simone Biles ise katıldığı her alanda favoriydi diyebiliriz bence. En son
3 yıl önce Kyla Ross’un ardından bir
yarışmada ikinci olan Biles, o
günden beri tam 10 tane dünya şampiyonluğu kazanarak belki de tüm zamanların en
iyisi olduğunu göstermişti herkese. Sadece 3 yılda 10 dünya şampiyonluğu kazanan
Biles sadece 19 yaşında ve burada da
harikalar yaratmaya, yer çekimi kanunlarına meydan okumaya devam ediyor.
Şimdiden bir efsane olarak
görülen Biles takım finallerinde
harika bir iş çıkarmıştı ve bireysellerde de beklendiği gibi muhteşemdi. Denge
aleti ve atlama masasında her zamanki gibi harikaydı. En kötü olduğu branş
asimetrik barlarda da kariyerinin en iyi performanslarından birini göstermişti.
En son ise sıra en iyi olduğu branşa, yer hareketlerine gelmişti. Kendi adını
alan meşhur “The Biles” hareketiyle açtığı serisini inanılmaz
bir performansla hatasız olarak sunduğunda ise herkes onun neden en iyi
olduğunu net bir şekilde görmüş oldu. (Biles'ın yer hareketleri serisini üstteki videodan, finaldeki diğer performanslarını ise alttaki videodan izleyebilirsiniz, özellikle yer hareketleri serisine bir bakın derim.)
2016 Rio’da beni en çok
heyecanlandıran ve mutlu eden şeylerden biri ise Aly Raisman’ın çok hak ettiği olimpiyat madalyasına sonunda kavuşması
oldu. Raisman 4 sene önce Londra’da da bireysel finallerinde
mücadele etmişti ve benim onunla tanışmam da o finaller sayesinde olmuştu. O
zaman 18 yaşında olan Raisman, yine takımının
en yaşlı üyesi ve şimdiki gibi kaptanıydı, hatta takım arkadaşları da ona yaşam
tarzı ve yaşından dolayı “Büyükanne Aly”
lakabını takmışlar. 2012 Londra’da Raisman üyesi olduğu Fierce
Five adına sahip olan o müthiş ABD jimnastik takımının tüm üyeleri insanı
kendine hayran bırakacak muhteşem performanslara imza atmışlardı ancak Aly Raisman’ın yeri benim için daha o
zamandan çok ayrı olmuştu.
2012 Londra’da Fierce Five’la bir altın kazanan Raisman, sonrasında ise harika ötesi
bir seri ile yer hareketlerinde de altın kazanmıştı. Ancak bireysel finallerde
çok şanssız bir şekilde kürsü dışında kalmıştı. Raisman’ın elde ettiği 59.566’lık puan ile Aliya Mustafina’nın puanı aynıydı ancak bu durumda ikisine de bronz
vermek yerine eşitliği bozacak bir kurala başvuruldu ve bunda kaybeden Raisman oldu. Çok hak ettiği bu
madalyadan böyle şanssız bir şekilde uzak kalması beni çok üzmüştü, ancak Rio’daki muhteşem performansıyla daha 4
sene önceden çok hak ettiği yerde, kürsüdeydi Raisman. Hem de gümüş madalya ile.
Kişiliği, tavrı ve muhteşem
performansıyla Rio’da da beni
kendine hayran bırakan Raisman’ın bu
madalyası aslında birçok açıdan çok anlamlı ve özeldi. Raisman 2012 Londra Olimpiyatları’nın ardından
jimnastiğe bir süre ara vermişti ki jimnastikte ara vermek herhangi bir sporda
ara vermekten çok daha zordur. Ancak Raisman
jimnastiğe verdiği aranın ardından kendini sadece Londra’daki seviyesine getirmekle kalmadı, daha da geliştirdi. Rio’daki finallerde denge aleti ve yer
hareketlerinde kariyerinin en iyi performanslarını izlemiş olabiliriz belki de.
Gerçekten onun için çok özel bir akşam oldu bence, muhteşem geri dönüşünü gümüş
madalyayla taçlandırmış oldu. Bu da aslında Simone Biles’lı bir olimpiyatta
en iyi olmakla eşdeğer görülebilir çünkü Biles
dünya dışından gelmiş gibi, herkesin çok ötesinde performanslar ortaya koyuyor
uzun zamandır. (Raisman'ın finaldeki tüm performanslarını ise bu videodan izleyebilirsiniz.)
En iyi olduğu yer hareketlerinde
bile kendini çok geliştirdiğini görebiliyordunuz. Yer hareketlerine gelirken Raisman’ın sırası tam olarak belli
değildi. Ancak denge aletindeki müthiş performansıyla Mustafina karşısında bir avantaj yakalamıştı. En iyi olduğu alanda,
yer hareketlerinde ise kapanışı yapacaktı ve benim gördüğüm en inanılmaz
serilerden biri geldi ondan. Tek kelimeyle muhteşemdi. Londra’da altın kazandığı performansından bile daha iyiydi. Bu
serinin bitişiyle birlikte ise gümüş madalyayı garantilediğini anlayan Raisman’ın gözleri dolmuştu. Bu an tüm zorlu çalışmalarının, verdiği tüm emeğin ve müthiş geri dönüşünün taçlandığı ve
herkese ne kadar muhteşem olduğunu gösterdiği andı. Tüm dünya onun 22 yaşındaki
bu halinin 18 yaşındaki halinden çok daha iyi olduğunu görmüştü.
Simone Biles’ı bana göre
de tüm zamanların en iyisi çünkü resmen mükemmeliyetin jimnastikteki anlamı
gibi. Ayrıca tüm zamanların en dominant jimnasikçisi de, dünya şampiyonası
tarihinin en iyisi olduğu kesin zaten çünkü ondan daha çok madalyaya sahip bir
isim yok şampiyona tarihinde. Hem onu hem de Aly Raisman’ı çok sevsem de sanırım Raisman’ın yeri benim için biraz daha ayrı olacak hep sanırım. Bunu
burada daha iyi anladım. Onun serilerinin izlerken yerinde duramayan ailesi
gibi hissediyorum ben de onu her izlediğimde neredeyse. Beni en az Biles kadar, hatta belki biraz daha fazla heyecanlandırıyor her
performansı. Belki de Londra’dan
kalan bir etkidir bu. Simone Biles en iyi belki ama benim favorim Aly Raisman hala.
Biles’ın bireysel finallerin ardından çok yakın arkadaşı olan Raisman hakkında dedikleri de çok
güzeldi. Biles şunları söylemiş: “Aly’nin gümüşü beni kendi altınımdan
daha çok gururlandırdı. O geri dönüşü boyunca gerçekten çok çalıştı. Benim rol
modellerimden de biri ve onun yerine başka biriyle kürsüyü paylaşmayı tercih
etmezdim. Onun için kendime sevindiğimden daha çok sevindim.” Biles’ın bu sözleri de onun muhteşem
bir jimnastikçi olmasının yanında muhteşem bir karaktere de sahip olduğunu
gösteriyor bence. Raisman’ın diğer
arkadaşlarından da buna benzer güzel sözler geldi onun için, gerçekten takımda
çok sevilen ve örnek alınan biri Raisman.
O da takım arkadaşlarını çok destekliyor ve Biles hakkında da hep harika şeyler söylemeye devam ediyor. Mesela
yüzmede Katie Ledecky ne kadar
dominantsa Simone Biles da jimnastikte o kadar dominant
ve geçilmez diyerek onun ne kadar ayrı bir seviyede olduğunu o da belirtmişti.
Simone Biles’ın belki de
tüm zamanların en iyi jimnastikçisi ünvanını aldığı, Aly Raisman’ın da olimpiyat tarihine girecek muhteşem bir
performansla müthiş geri dönüşünü taçlandırdığı harika bir gece olmuştu. Böylece
süper yıldız Simone Biles ve takım arkadaşı olan Aly Raisman, çok hak ettikleri
madalyalarını aldılar. Ancak gecenin en güzel anı bana göre çok yakın iki
arkadaş olan bu ikilinin sıralamalar açıklandıktan sonraki bu tatlı halleriydi.
Gerçekten çok güzel bir arkadaşlıkları var.
Böyle görüntüler de beni çok
mutlu ediyor. Bu muhteşem ikili her ne kadar rakip olsalar da çok yakın iki
arkadaşlar da ve ikisi de gerçekten çok tatlı ve pozitif enerjililer. Bu harika
kişiliklerinin daha da iyi anlaşıldığı bu gecede birbirlerine olan saygılarını
ve sevgilerini hem davranışlarıyla hem de sözleriyle gösterdiler herkese.
Sporun ve olimpiyatların güzelliklerinden de bir örnek bu aslında. Her ikisine
de tebrikler ve her şey için teşekkürler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder