11 Ağustos 2016 Perşembe

Spor/Haber: 2016 Rio Olimpiyatlarında 5. Günün Ardından


5. günde de yüzmede büyük heyecan yaşandı. Günün yarışı ise erkekler 100 metre serbest finaliydi. Yarışa müthiş başlayan Santo Condorelli ilk 50 metreyi de önde tamamlamıştı ancak dönüşten sonra inanılmaz ataklar geldi ve her şey sıralamalar tamamen değişti. Dönüşle birlikte ABD’li yıldız yüzücü Nathan Adrian’dan müthiş bir atak geldi ancak Avustralyalı Kyle Chalmers çok daha iyi bir atakla son bölümde onu geçip yarışı birinci sırada bitirmeyi başardı. 18 yaşındaki Chalmers yarışı lider bitirirken olurken Adrian ise üçüncülüğü elde etti. 47.58’lik derecesiyle kariyerinin ilk olimpiyat altınını kazanan Chalmers, bu dereceyle dünya gençler rekorunu da kırmış oldu.



Erkekler 100 metre kurbağalama finali de ilginç sonuçlara sahne oldu. Yarışı uzun süre önde götüren Yasuhiro Koseki son ataklara karşılık veremeyince yarışı 4. Sırada tamamlamış oldu ki uzun süre dünya rekoru sınırındaydı da ayrıca. Yarı finalde olimpiyat rekoru kıran Watanabe ise yarışı 6. sırada bitirdi. Yarışın kazananı ise 2:07.46lık derece elde eden Kazak Dmitriy Balandin oldu. Balandin’in kazandığı altın Kazakistanın olimpiyat tarihinde yüzmede kazandığı ilk madalya olarak da tarihe geçti.


Erkekler 200 metre bireysel karışıkta ise yarı finaller vardı ve Michael Phelps ile Ryan Lochte aynı seride havuza giriyorlardı. PhelpsLochte rekabetinde yeni bir bölüm diyebileceğimiz yarış oldukça çekişmeli geçti. Phelps ve Lochte bir ara tam anlamıyla başa baş gittiler ama Phelps Lochte’ye geçilmedi ve seriyi birinci bitirmeyi başardı. Lochte ise ona yakın bir şekilde ikinciliği elde etti.


Kadınlar 200 metre kelebekte ise Mireia Belmonte Garcia altın madalyayı kazandı. Sakatlandıktan sonra geri dönüp yine olimpiyat madalyası almak istediği söylemişti ve burada da artık formunu bulmuş bir şekilde yarışmaya başlayınca altını kazanmayı başardı.


Kadınlar 200 metre kurbağalama yarı finalinde ise milli yüzücü Viktoria Zeynep Güneş havuzdaydı. Müthiş geçen elemelerin ardından yarı finalde atak yapmakta biraz gecikince serisini 5. sırada bitirdi ve genel sıralamada da 9. sırada yer alarak finali kıl payı kaybetti. Gençlerde 200 metre kurbağalama rekorunu elde bulunduran Viktoria Zeynep Güneş, oradaki müthiş başarısını gelecek yıllarda büyük turnuvalarda da gösterecektir diye düşünüyorum. 2016 Rio’da ise Türkiye’ye olimpiyatlardaki ilk yüzme yarı finalini kazandırmakla kalmadı, ikinci yarı finalde de finale yükselmeye çok yaklaştı (eğer 8. olsa finale yükselmiş olacaktı).


Kadınlar 4x200 metre serbest stil bayrak mücadelesinde ise Katie Ledecky rüzgarı vardı. Yarışa son sırada bayrağı geride alarak başlayan Ledecky, yarışı rakiplerinin çok önünde bitirerek 200 metrede ne kadar muhteşem olduğunu herkese gösterdi bir kez daha. Altın madalyaya uzanan ABD takımında Ledecky’e Allison Scmitt, Leah Smith ve Maya DiRado eşlik ediyordu. Normalde elemelerdeki takımda da bulunan Missy Franklin finalde de yarışacaktı ancak son anda takımdan çıkarıldığı açıklandı.


2016 Rio’da istediğini bulamayan Missy ise son dönemde performansında yaşadığı düşüşün nedenini bilmediğini ve sadece çok üzgün olduğunu söyledi. Bu açıklaması ve son anda takımdan çıkarılması beni çok üzse de 2012 Londra’nın yıldızlarından biri olan 21 yaşındaki Missy’nin ilerleyen yıllarda toparlanabileceğini düşünüyorum. Çok müthiş bir karaktere sahip olan bir sporcu Missy kesinlikle, Londra’da da onun gülümsemesine ve muhteşem enerjisine hayran kalmayan kimse yoktur diye düşünüyorum. 2014 yılında geçirdiği bir sırt spazmından beri derecelerini bir türlü geliştiremeyen Missy’i umarım yine eskisi gibi rekabet ederken izleyebiliriz. Onun gibi harika karaktere sahip sporcuları izlemek gerçekten çok güzel bir şey. Tüm zamanların en iyisi olabileceği konuşulurken bu yaşadıkları beni üzse de hala ona güvenim tam diyebilirim. Olimpiyat takımına girebilmek için verdiği müthiş mücadele bile ne kadar onun ne kadar savaşçı bir ruha sahip olduğunu gösteriyordu zaten. Bu olimpiyatlarda olması da çok güzeldi, kesinlikle buraya çok renk kattı.


Kadın Basketbol Takımımız ise, 2016 Rio Olimpiyat Oyunları’ndaki 4. maçında Belarus ile karşılaştı. Potanın Perileri, çekişmeli geçen maçta Belarus’u 74-71 yenerek çeyrek finale yükselmeyi garantiledi. Böylece kötü başlayan olimpiyatta üst üste gelen iki galibiyetle onlar için her şey yoluna girmiş oldu. Son iki maçta oldukça iyi mücadele ettiler.


Bisiklette de yine çok özel bir hikaye ve özel bir şampiyon vardı. Kariyerinin son sezonunu geçiren İsviçreli Fabian Cancellara, (son yılı pek istediği gibi geçmese de) burada yol bisikleti zamana karşı yarışında olimpiyat şampiyonu olmayı başardı. Çok anlamlı olan bu altın onun 2008 Pekin’de zamana karşıda kazandığı altınla birlikte ikinci altını. 35 yaşındaki bisikletçi, 1:12:15'lik derecesiyle altın madalyanın sahibi oldu. 


Artistik jimnastikte ise erkekler genel sıralaması vardı. Bireysel finallerin ilk sırasında yer alan isim ise 2012 Londra’nın da şampiyonu olan Kohei Uchimura oldu. Artistik jimnastikte 44 yıl sonra ünvanını koruyan ilk isim olmayı başaran Uchimura, müthiş bir son barfiks serisi sayesinde sadece 0.99 puanlık bir farkla Oleg Verniaiev'i geçti. Oldukça dramatik bir son oldu denilebilir. Üst üste ikinci olimpiyat altınını elde eden Japon Uchimura, 2020 Tokyo Olimpiyatları’na da katılacağını söyledi. Muhtemelen evinde bir üçleme yapıp kariyeri bu şekilde bitirmek istiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder