5. günde de yüzmede büyük heyecan
yaşandı. Günün yarışı ise erkekler 100 metre serbest finaliydi. Yarışa müthiş
başlayan Santo Condorelli ilk 50
metreyi de önde tamamlamıştı ancak dönüşten sonra inanılmaz ataklar geldi ve
her şey sıralamalar tamamen değişti. Dönüşle birlikte ABD’li yıldız yüzücü Nathan Adrian’dan müthiş bir atak geldi
ancak Avustralyalı Kyle Chalmers çok daha iyi bir atakla son bölümde
onu geçip yarışı birinci sırada bitirmeyi başardı. 18 yaşındaki Chalmers yarışı lider bitirirken olurken
Adrian ise üçüncülüğü elde etti.
47.58’lik derecesiyle kariyerinin ilk olimpiyat altınını kazanan Chalmers, bu dereceyle dünya gençler
rekorunu da kırmış oldu.
Erkekler 100 metre
kurbağalama finali de ilginç sonuçlara sahne oldu. Yarışı uzun süre önde götüren Yasuhiro Koseki son ataklara karşılık veremeyince yarışı 4. Sırada tamamlamış
oldu ki uzun süre dünya
rekoru sınırındaydı da ayrıca. Yarı finalde olimpiyat rekoru kıran Watanabe ise yarışı 6. sırada
bitirdi. Yarışın kazananı ise 2:07.46’lık derece elde eden Kazak Dmitriy Balandin oldu. Balandin’in kazandığı altın Kazakistan’ın olimpiyat tarihinde
yüzmede kazandığı ilk madalya olarak da tarihe geçti.
Erkekler 200 metre bireysel
karışıkta ise yarı finaller vardı ve Michael
Phelps ile Ryan Lochte aynı seride
havuza giriyorlardı. Phelps – Lochte rekabetinde yeni bir bölüm
diyebileceğimiz yarış oldukça çekişmeli geçti. Phelps ve Lochte bir ara
tam anlamıyla başa baş gittiler ama Phelps
Lochte’ye geçilmedi ve seriyi
birinci bitirmeyi başardı. Lochte
ise ona yakın bir şekilde ikinciliği elde etti.
Kadınlar 200 metre kelebekte ise Mireia Belmonte Garcia altın madalyayı kazandı.
Sakatlandıktan sonra geri dönüp yine olimpiyat madalyası almak istediği
söylemişti ve burada da artık formunu bulmuş bir şekilde yarışmaya başlayınca altını
kazanmayı başardı.
Kadınlar 200 metre kurbağalama
yarı finalinde ise milli yüzücü Viktoria
Zeynep Güneş havuzdaydı. Müthiş geçen elemelerin ardından yarı finalde atak
yapmakta biraz gecikince serisini 5. sırada bitirdi ve genel sıralamada da 9. sırada
yer alarak finali kıl payı kaybetti. Gençlerde 200 metre kurbağalama rekorunu
elde bulunduran Viktoria Zeynep Güneş,
oradaki müthiş başarısını gelecek yıllarda büyük turnuvalarda da gösterecektir
diye düşünüyorum. 2016 Rio’da ise Türkiye’ye olimpiyatlardaki
ilk yüzme yarı finalini kazandırmakla kalmadı, ikinci yarı finalde de finale
yükselmeye çok yaklaştı (eğer 8. olsa finale yükselmiş olacaktı).
Kadınlar 4x200 metre serbest stil
bayrak mücadelesinde ise Katie Ledecky
rüzgarı vardı. Yarışa son sırada bayrağı geride alarak başlayan Ledecky, yarışı rakiplerinin çok önünde
bitirerek 200 metrede ne kadar muhteşem olduğunu herkese gösterdi bir kez daha.
Altın madalyaya uzanan ABD takımında Ledecky’e
Allison Scmitt, Leah Smith ve Maya DiRado eşlik
ediyordu. Normalde elemelerdeki takımda da bulunan Missy Franklin finalde
de yarışacaktı ancak son anda takımdan çıkarıldığı açıklandı.
2016 Rio’da istediğini bulamayan Missy ise son dönemde performansında yaşadığı düşüşün nedenini
bilmediğini ve sadece çok üzgün olduğunu söyledi. Bu açıklaması ve son anda
takımdan çıkarılması beni çok üzse de 2012
Londra’nın yıldızlarından biri olan 21 yaşındaki Missy’nin ilerleyen yıllarda toparlanabileceğini düşünüyorum. Çok
müthiş bir karaktere sahip olan bir sporcu Missy
kesinlikle, Londra’da da onun gülümsemesine ve muhteşem enerjisine hayran kalmayan
kimse yoktur diye düşünüyorum. 2014
yılında geçirdiği bir sırt spazmından beri derecelerini bir türlü
geliştiremeyen Missy’i umarım yine eskisi
gibi rekabet ederken izleyebiliriz. Onun gibi harika karaktere sahip sporcuları
izlemek gerçekten çok güzel bir şey. Tüm zamanların en iyisi olabileceği
konuşulurken bu yaşadıkları beni üzse de hala ona güvenim tam diyebilirim. Olimpiyat
takımına girebilmek için verdiği müthiş mücadele bile ne kadar onun ne kadar
savaşçı bir ruha sahip olduğunu gösteriyordu zaten. Bu olimpiyatlarda olması da
çok güzeldi, kesinlikle buraya çok renk kattı.
Kadın Basketbol Takımımız ise, 2016 Rio Olimpiyat Oyunları’ndaki 4.
maçında Belarus ile karşılaştı. Potanın Perileri, çekişmeli geçen maçta Belarus’u
74-71 yenerek çeyrek finale yükselmeyi garantiledi. Böylece kötü başlayan
olimpiyatta üst üste gelen iki galibiyetle onlar için her şey yoluna girmiş
oldu. Son iki maçta oldukça iyi mücadele ettiler.
Bisiklette de yine çok özel bir
hikaye ve özel bir şampiyon vardı. Kariyerinin son sezonunu geçiren İsviçreli Fabian Cancellara, (son yılı pek
istediği gibi geçmese de) burada yol bisikleti zamana karşı yarışında olimpiyat
şampiyonu olmayı başardı. Çok anlamlı olan bu altın onun 2008 Pekin’de zamana
karşıda kazandığı altınla birlikte ikinci altını. 35 yaşındaki bisikletçi, 1:12:15'lik
derecesiyle altın madalyanın sahibi oldu.
Artistik jimnastikte ise erkekler
genel sıralaması vardı. Bireysel finallerin ilk sırasında yer alan isim ise 2012 Londra’nın da şampiyonu olan Kohei Uchimura oldu. Artistik
jimnastikte 44 yıl sonra ünvanını koruyan ilk isim olmayı başaran Uchimura, müthiş bir son barfiks serisi
sayesinde sadece 0.99 puanlık bir farkla Oleg
Verniaiev'i geçti. Oldukça dramatik bir son oldu denilebilir. Üst üste
ikinci olimpiyat altınını elde eden Japon Uchimura,
2020 Tokyo Olimpiyatları’na da katılacağını
söyledi. Muhtemelen evinde bir üçleme yapıp kariyeri bu şekilde bitirmek
istiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder