Son günlerde biraz hasta olduğum için genelde çok, çok
sevdiğim ve her zaman dinlediğim kişileri veya grupları dinledim. Bunların
başında ise tabii ki Morrissey (The Smiths) ve Florence Welch (Florence +
The Machine) var. Ayrıca birkaç yeni şarkı da var listemde yine. Kısa ama
çok tatlı bir liste oldu bence.
The
Smiths – Bigmouth Strikes Again
Ne bilmiyorum ama Morrissey
ile (bu durumda The Smiths oluyor tabi)
ilgili bir şey var ki ne zaman onu ne zaman dinlesem bir şekilde iyi geliyor
bana. Hastayken daha iyi hissetmemi, kızgınken sakinleşmemi, yorgunken
dinlenmemi sağlıyor ve tabi mutluyken veya neşeliyken de ayrı bir güzelliği var
Morrissey dinlemenin. Listeye de bu
hafta en çok dinlediğim hatta sürekli dinlediğim The Smiths şarkısını dinledim. En sevdiklerimden biri, ne zaman
dinlesem iyi ki The Smiths varmış
dediğim şarkılardan biri bu. Dinleyin, dinletin de mümkünse!
Florence
+ The Machine – Breaking Down
Morrissey’i ve (eski) grubu The
Smiths’i çok seviyorum ama Florence
Welch ve onun grubu Florence + The
Machine’in yeri bende çok ayrı. Florence’ın
yaptığı her şeye bayılıyorum, eğer bloğumuzu az çok takip ediyorsanız bunu
zaten az çok biliyorsunuzdur. Her zaman olduğu gibi bu hafta da çokça Florence + The Machine dinledim ve onun
da tıpkı Morrissey gibi bir etkisi
var işte bende. Bu şarkı da Ceremonials
albümünün en güzellerinden biri.
Depeche
Mode – Just Can’t Get Enough
Depeche
Mode’da yine en sevdiğim
gruplardan biridir. En bilinen şarkılarından biri olan Just Can’t Get Enough’u bu hafta çok dinledim, oldukça eğlenceli ve
neşeli bir şarkı olduğu için belki de hemen neşelendirici bir etkisi var.
Ayrıca hemen dilinize dolanacak da bir şarkı.
Radiohead – Daydreaming
Son yıllarda pek müzik videosu izlemiyordum ki eskiden
çıkan her klibi bilirdim. Merakla izlediğim klip sayısı da oldukça az hatta.
Bunların başında Florence + The Machine’nin
son albümü için yayınladığı klipler geliyor. Bunlar ise grubun harikalar
harikası The Oddesey isimli kısa
filmin parçaları olarak yayınlanmışlardı zaten. Buna ek olarak en sevdiğim
yönetmenlerden biri olan Xavier Dolan’ın
en sevdiğim müzisyenlerden biri olan Adele’in
Hello’su için çektiği müthiş klip
vardı bir de. Bunların dışında çok söz edilmeyen klipleri pek izlemiyorum son
zamanlarda, artık genelde bu listelere koyduğum şarkıların kliplerine falan
bakıyorum sadece. Peki gelelim bu şarkıya. Açıkçası ben çok büyük bir Radiohead hayranı değilim ama yine de
yeni çıkardıkları albümlerini dinledim ve albümde bir iki tane sevdiğim
şarkıları var ancak ne kadar kalıcı olur benim için ondan çok emin değilim. Eski
şarkıları arasında daha sevdiğim şarkılar olsa da bu albümün özellikle iki
şarkısı (Daydreaming ve Burn The Witch) oldukça güzeldi.
Gelelim şarkı için yapılan müzik videosuna çünkü onu izlemek için de özel bir
nedenim vardı: yönetmeni Paul Thomas
Anderson. Kendisi oldukça muhteşem bir sinemacıdır, daha önce birçok müzik
videosu da yönetmişliği var. Ben de klibi onun yönettiğini duyunca merak edip
izledim tabi. Klibi bence şarkıya aşırı uymuş ve çok da ilgi çekiciydi. Şarkı
da albümdeki sevdiğim şarkılardan biri olunca listeme ekleyeyim bari dedim ben
de.
Kongos – Take It From Me
Yazın Kongos’tan
yeni albüm geliyor. Grubu ben Come with Me
Now isimli müthiş şarkıları ile tanıyıp sevmiştim. Güney Afrikalı 4
kardeşten oluşan grubun Lunatic
isimli albümleri oldukça güzeldi. Bu albüm ilk kez 2012’de çıkmış ancak 2014
yılında tekrardan çıkarılmış. Ben de geçen sene tanışmıştım grupla ilk kez ve
oldukça özel ve kendini diğer alternative rock gruplarından ayıran bir tarzları
vardı, ben çok sevmiştim. Yeni albümü de merakla bekliyordum ki çıkmasına çok
az bir süre kaldı. Grup albümdeki şarkılardan kısa kısa bölümler yayınlıyor
kendi sosyal medya hesaplarından ancak Egomaniac
isimli albümden yayınlanan ilk şarkı Take
It From Me oldu. Ben şarkıyı çok sevdim, grubun ilk albümüne benzeyen bir
tarzı var bu şarkının ancak yeni şeyler de var gibi içinde. Albümün de eski
tarza yeni şeyler eklenmiş olarak geleceğini düşünüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder