NBA’de dün normal
sezonun son maçları oynanacaktı ve iki maç çok dikkat çekiyordu kuşkusuz. NBA efsanelerin arasına adını yazdırmış
olan Kobe Bryant, 20 yıllık muhteşem kariyerini noktalayacak son maçına
çıkacaktı. Diğer yanda ise efsane olma yolunda emin adımlarla giden muhteşem Stephen Curry’nin takımı Golden State Warriors, bu sezonki 73.
Galibiyetini kazanıp NBA tarihine
geçmek istiyordu. Birçok anlamda unutulmaz bir gece yaşanacağı belliydi zaten
ve öyle de oldu. Hem de sadece NBA
veya basketbol adına da değil, spor adına unutulmaz ve tarihi bir gece yaşandı
dün.
Spor denince akla gelen ilk şeylerden biri
basketboldur herhalde. Peki ya basketbol deyince akla ne gelir? Benim aklıma
ilk olarak NBA geliyor mesela. Çünkü
ben gençken NBA TV izleyerek büyümüş biriyim. Sadece basketbolu da değil sporu çok sevmeye
başlamam da o dönemlerden geliyor muhtemelen. NBA TV’nin ülkemizde
yayın yaptığı dönemlerde şunu çok iyi hatırlıyorum: okuldan eve geldiğimde televizyonu
merakla açıp kimin maçı olursa olsun izlemek isterdim. Çocukluğuma dair en
unutmadığım şeylerden biri de budur herhalde. Sonrasında kanalın yayını bitince
ben de NBA’den biraz kopmuştum
aslında. Ancak tabii ki asla kopmadım, her zaman az da olsa takip etmeye
çalıştım muhteşem şovlara, inanılmaz mücadelelere sahne olan bu müthiş ligi. Dün
de işte çok özel bir gündü bu lig adına.
Nasıl basketbol denince aklıma NBA geliyorsa NBA denince de aklıma ilk olarak bir adam geliyordu hep: Kobe Bryant. Bana hangi takım diye sorsanız da mesela Lakers derdim her zaman için, bunun
nedeni de Kobe’ydi. Ve dün bana hem
basketbolu, hem NBA, hem de Lakers’ı çok sevdiren o muhteşem adam “Mamba” son maçına çıktı. Bu maçı izleyen
kimsenin unutmayacağı belliydi zaten ancak Kobe
de herkesi son kez kendine hayran bırakmaya hazır bir şekilde çıkmıştı parkeye
adeta.
Son maçında Utah Jazz karşısına
çıkan Kobe, Los Angeles’taki maçta adeta bir şov yaptı ve tam 60 sayı attı. Efsane
isim Kobe Bryant’ın bu inanılmaz performansı ile Lakers maçı 101-96 kazanmayı başardı. Veda maçında 60 sayı atmayı
başaran Kobe, 2009’dan beri ilk kez 50+’lık bir performans göstermiş. Ayrıca Kobe, 60 sayısıyla bu sezon bir maçta
en çok sayı atan oyuncu olmayı da başardı. Ne denilebilir ki Kobe’nin vedası kendisine çok yakışır bir
veda oldu kesinlikle.
20 yıllık kariyeri boyunca sadece Lakers’ta oynayan Kobe, tam 5 kez şampiyonluk kazanmış ve üst üste 15 kez olmak üzere
18 kez de All-Star’a seçilmişti. Kariyeri
boyunca daha birçok başarısı ve rekoru bulunan Kobe bir kez normal sezonda (2008),
iki kez de play-off’larda (2009, 2010) olmak üzere üç kez de MVP yani en değerli oyuncu seçilmişti. Kobe, Lakers’ta geçirdiği 20 yılla birlikte bir takımla en uzun süre
oynama rekorunu da bu sene ele geçirmişti. Kobe’yi
yıllarca hep severek izledik ve o da bize her seferinde farklı heyecanlar
yaşattı. En azından benim onu çok özleyeceğim kesin. Artık diyebileceğim çok az
şey kaldı. Her şey için teşekkürler, elveda Mamba!
Bu da NBA
yönetiminin bu efsaneyi uğurlamak amacıyla yazdığı mektup:
"Sevgili
Kobe,
Teşekkürler.
Tutkun,
bağlılığın ve basketbola adanmışlığın için teşekkürler.
Bize
24’ün sadece bir forma numarası değil, en iyi olmak için günde basketbola kendini
adaman gereken saat olduğunu gösterdiğin için teşekkürler.
Verebildiğinin
en fazlasını verdiğin ve vermeye devam ettiğin için teşekkürler.
Vücudun
“hayır” derken, kalbin ve zihnin “evet” dediği ve zorlamaya devam ettiğin için
teşekkürler.
Kaybetmeyi
reddettiğin ve kazanmak kaderinmiş gibi görünen maçlar için teşekkürler.
Sonsuz
motivasyonun için teşekkürler.
Amansız
hırsın, saygı ve hürmet dolu oyunun için teşekkürler.
Bize
sihir diye bir şeyin olmadığını sadece çok çalışmak diye bir şey olduğunu gösterdiğin
için teşekkürler.
Bizi
gülümsettiğin, ağlattığın, güldürdüğün, bağırttığın, koltuklarımızdan
sıçrattığın ve heyecandan formaları ısırttığın için teşekkürler.
Oyunun
hakkını verdiğin, oynanması gerektiği gibi oynadığın için teşekkürler.
20
yıl boyunca bu oyuna her şeyini verdiğin için müteşekkiriz.
Basketbolu sevdiğin için teşekkürler.
Sevgilerimizle,
NBA."
Dün bir efsane veda ederken efsane bir takım
da NBA’de normal sezonda en çok maç
kazanan takım olma rekorunu kırdı. Dediğim bu efsane takım, NBA’in şu anki yenilmez takımı konumundaki
Golden State Warriors. Zaten az çok
basketbolla ilginiz varsa Golden State
Warriors’ın geçen sezonki şampiyonluğundan, bu sezonki dillere destan
performansından ve tabii ki harika çocuğu Stephen
Curry’den haberiniz vardır. Yoksa da o zaman gelin ben size bu inanılmaz
sezonun kısa bir özetini geçeyim. Ama ilk önce rekordan bahsetmek de lazım. NBA’de normal sezon 82 maçtan oluşur. NBA tarihinin en iyi normal sezon
istatistiği ise düne kadar 72 galibiyet, 8 mağlubiyetlik unutulmaz bir sezon
geçirmiş olan Michael Jordan’lı Chicago Bulls’a aitti. Stephen Curry’li Golden State Warriors ise sezonun son maçına aynı istatistikle
çıkıyordu ve bu maçtan galip ayrılmaları halinde inanılmaz bir rekorun sahibi
olacaktı. Sonuç olarak Memphis Grizzlies’i
125-104 mağlup etmeyi başaran Golden
State Warriors, normal sezonu 73 galibiyetle bitirerek tarihi bir sezon
sonucunda rekor kırmayı başardı. Bu rekor bir daha kırılır mı veya kırılırsa ne
zaman kırılır bilmiyorum ama tek bildiğim şey 2015/2016 sezonundaki Golden State Warriors’ın tarihin en iyi
takımlarından biri olduğu, hatta belki de en iyisi. Bu arada rekorla ilgili
ilginç bir detay da takımın koçu Steve
Kerr’in o efsane Chicago Bulls
sezonunda da takımda oyuncu olarak yer alması. Yani bir anlamda Kerr kendi rekorunu kırdı da
denilebilir.
Şimdi de biraz Golden State Warriors’ın ya da Dubs’ın
bu tarihi sezonundan bahsedeyim. Geçen sezonun MVP’si Stephen Curry ve
şampiyonu da Golden State Warriors
olmuştu. Dubs, bu sezona da 24-0’lık
akıl almaz bir galibiyet serisiyle başlamıştı. Bu da zaten en iyi sezon
başlangıcı olmuştu. Ayrıca sezon boyunca hiçbir takıma iki kez kaybetmeyen Dubs, hiç art arda iki maçta mağlubiyet
yaşamadı ve NBA tarihinde art arda
mağlubiyet yaşamamayı başaran ilk takım oldu. Dubs, evinde aylarca maç kaybetmeyip iç sahada 54 galibiyet
kazanarak Chicago Bulls’un 1995-1996 sezonundaki 44 galibiyetlik performansı geçmeyi de başardı. Dubs ayrıca bu sezon 1077 üç sayı
bulmayı başararak 1000 üç sayı barajını geçmeyi başaran ilk takım konumuna da
geldi.
Golden State Warriors’la ilgili daha söylenecek çok söz var ancak biraz da en önemli oyuncusu olan
Stephen Curry’nin bu sezon kırdığı inanılmaz
rekorlarda bahsetmek istiyorum. Takımın harikalar yaratan yıldızı bu sezon
geçen sezon kendisini MVP seçtiren muhteşem
performansını arkada bırakacak daha harika bir performansa imza attı ve birçok
rekor kırdı. Curry, bu sezon attığı
402 üçlükle bir sezonda 400 barajını geçen ilk oyuncu olurken geçen sezondan kendisine
ait olan 286 üçlük rekorunu da geliştirmiş oldu. Oklahoma City Thunder ile 27
Şubat'ta oynanan mücadeleyi ise 16'da 12’lik üç sayı isabetiyle tamamlayan Curry, Kobe Bryant ve Donyell Marshall'a ait bir NBA maçında en fazla 3 sayılık basket
atan oyuncu rekoruna da ortak olmayı başardı. Curry ayrıca Kyle Korver'a
ait normal sezonlardaki 127 maçlık 3 sayı çizgisinin gerisinden arka arkaya en
az bir isabet bulma rekorunu da 152 maça taşıdı. Golden State Warriors ne kadar muhteşemse Stephen Curry de o kadar muhteşemdi.
Golden State Warriors’ın bu sezonki başarısında Stephen Curry’nin
büyük bir katkısı olsa da aslında takımın mutlaka bilinmesi gereken muhteşem
bir üçlüsü var: Stephen Curry – Klay Thompson – Draymond Green üçlüsü. Bu üçlü sezon boyunca müthiş işler
çıkardılar. Açıkçası ben Golden State
Warriors’ı doğru düzgün ilk olarak geçen sezonki play-off’larda izlemeye
başladım ve bir anda izlemekten en keyif aldığım takımlardan biri olmayı
başardı Dubs. Steve Nash’li Phoenix Suns
ve Kobe Bryant’lı LA Lakers’tan beri en sevdiğim takım Stephen Curry’li Golden State Warriors oldu sanırım.
Sonuç olarak gördüğünüz gibi 13 Nisan 2016 tarihi dillere destan bir gece oldu NBA'de.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder