20 Ocak 2016 Çarşamba

Spor: 2016 Avustralya Açık 3. Günün Ardından


Günün en dikkat çeken ve en güzel karşılaşması şüphesiz ki iki inanılmaz yeteneğin karşı karşıya geldiği Agnieszka RadwanskaEugenie Bouchard mücadelesiydi. Radwanska’nın inanılmaz savunma yeteneğinin ve müthiş oyun zekasının karşısında Bouchard’ın müthiş vuruşları ve agresif oyunu vardı. Bouchard 2014’de Grand Slam’lerdeki belki de en başarılı performansı gösteren raket olmuştu. Kariyerinin çıkış senesi olarak da görebileceğimiz 2014’te Wimbledon’da final, Avustralya Açık ve Roland Garros’ta ise yarı final oynamayı başarmıştı. Ancak geçen sene beklentilerin altında kalmış ve sezon sonunda Amerika Açık’ta tam eski performansına ulaştı yine diye düşünülürken hiç olmayacak talihsiz bir kaza yaşamış, soyunma odasında düşüp kafasını vurarak bir beyin sarsıntısı geçirmişti. Bu yüzünden de turnuvadan çekilmek zorunda kalmıştı. Her türlü olumsuzluğu ve talihsiz olayı yaşadığı 2015’in ardından bu sene turnuvalara iyi galibiyetlerle de başlayan Bouchard, seribaşı olmadığından dolayı ikinci turda Radwanska gibi çok zorlu bir rakiple karşı karşıyaydı.



Şimdi de maça gelelim. Maça çok iyi başlayan Bouchard ilk sette servis kırma avantajı yakalayarak 4-2 öne geçmişti ancak sonrasında özellikle ilk servislerinde çok sorun yaşamaya ve çok fazla “basit hata” yapmaya başlayınca iki kez servis kırdırdı ve seti 6-4 ile kaybetti. Bouchard, ikinci sete de olabilecek en kötü başlangıcı yaptı ve setin daha başında bir kez daha servis kırdırdı. Radwanska ikinci sette oldukça zekice vuruşlarıyla oyunu tamamen kontrolü altına almayı başardı ve oldukça üstün görünüyordu kortta. Bouchard ikinci sette durum 5-2 olduğunda Radwanska maç için servis atmaya geldiğinde son bir direnç gösterip üst üste servis kırma puanları yakaladı ancak bunların hiçbirini değerlendiremedi. Böylece Radwanska oldukça iyi bir performans göstererek maçı 6-4 6-2’lik setlerle kazanmayı bildi. Beklediğim kadar çekişmeli geçmese de oldukça iyi bir maç oldu. Aslında Bouchard basit hatalarını kontrol altına alabilse özellikle de ilk setin sonunda çok daha farklı bir sonuç bizi bekliyor olabilirdi çünkü zaman zaman gerçekten harika oynadı, sorunu biraz bu oyununun devamlılığı sağlamaktı. Ancak sonuçta geçen sezonun sonunda WTA Sezon Sonu Şampiyonası’nı kazanmayı başaran Radwanska o müthiş performansını hala devam ettirdiğini bize gösterdi ve çok zorlu bir rakibi oldukça kolay bir şekilde geçti.


Son şampiyon Serena Williams ise ikinci turda karşılaştığı dünya 90 numarası Su-Wei Hsieh’e karşı oldukça rahat bir maç çıkardı. Rakibine sadece 3 oyun bırakan dünya 1 numarası maçı 6-1 6-2’lik setlerle kazanırken tam anlamıyla bir şov yaptı. 7. Avustralya Açık şampiyonluğuna ulaşma hedefi olan 34 yaındaki Serena’nın üçüncü turdaki rakibi ise 1997 doğumlu Rus raket Daria Kasatkina oldu. Düşünün Serena ise 1998 yılında ilk Avustralya Açık şampiyonluğunu elde etmişti.


18 yaşındaki İsviçreli Belinda Bencic ise turnuvanın ikinci turunda karşılaştığı Timea Babos’u geçmeyi başararak kariyerinde ilk kez Avustralya Açık’ta üçüncü tura yükseldi. Maçı 6-3 6-2’lik setlerle 65 dakikada kazanan Bencic’in üçüncü turdaki rakibi ise Kateryna Bondarenko oldu. Yıldız adaylarından biri olarak görülen Bencic geçtiğimiz sezon özellikle Amerika Açık dönemi çokça kendisinden bahsettirmişti. Hatta Bencic geçen sene Serena Williams’ı yenmeyi başarmış 3 kişiden de biriydi(diğer iki kişi Petra Kvitova ile Roberta Vinci’ydi).


Günün sürprizi de 2011 ve 2015’te Wimbledon şampiyonluğu yaşamış hatta burada da 2012’de yarı final görmüş olan Petra Kvitova’nın elenmesi oldu. Dünya 7 numarası Kvitova, ikinci tur maçını dünya 39 numarası Daria Gavrilova'ya karşı 6-4, 6-4’lük setlerle kaybederek turnuvaya erkenden veda etti. Sezon başında oynayacağı turnuvadan sakatlığı nedeniyle çekilen Kvitova bu sezonki ilk maçını da burada oynamıştı.


3 numaralı seribaşı Roger Federer ise ikinci turda karşılaştığı Alexander Dolgopolov’u çok zorlanmadan geçmeyi başardı, hatta rahat bir şekilde de geçti diyebiliriz. Maçı 6-3 7-5 6-1’lik setlerle 93 dakikada kazanan Federer, maç boyunca her zamanki güçlü oyununu oynadı, buna ek olarak da inanılmaz ötesi bir servis performansı gösterdi ve maç boyunca rakibine hiç servis kırma puanı şansı bile tanımadı. Servisleri ile ilgili asıl inanılmaz olan kısım ise tam 25 ace atmış olmasıydı ki bu rekorların adamı Roger Federer için yeni bir rekor demekti. Daha önce 3 setlik bir maçta ace sayısı olarak 25’e ulaşan kimse olmamış. Maç sonunda 39 da winner’a ulaşan Federer için bu galibiyet kariyerinde Grand Slam’lerde elde ettiği 299. galibiyetti.


Federer’in üçüncü turdaki rakibinin belirleneceği maçta ise 27 numaralı seribaşı Grigor Dimitrov ile elemelerden gelen Marco Trungelliti karşı karşıya geldiler. İlk seti 6-3 ile alıp öne geçen Dimitrov ardından ikinci seti 6-4 ile kaybetse de hemen toparlanıp sonraki iki seti 6-2 7-5 kazandı ve bir üst tura yükselmeyi başardı. Geçen sezonki performansıyla beklentilerin altında kalan Dimitrov bu sezona oldukça iyi, oldukça formda başlamış görünüyor. Bir sonraki turda Federer’le oynayacağı maç oldukça heyecanlı olacak gibi görünüyor.


Dünya 1 numarası Novak Djokovic’in ikinci turdaki rakibi ise yine ilk turdaki gibi bir genç yetenekti. Fransız Quentin Halys ile karşılaşan Djokovic, ilk iki seti çok rahat bir şekilde 6-1 6-2 alarak 2-0 öne geçmişti ki üçüncü set Djokovic için beklenildiği kadar kolay olmadı. Halys’in servis kırmayı da başardığı bu setin galibini tiebreak belirledi. Tiebreak’i kazanmayı başaran Djokovic son seti de 7-6 alınca üçüncü tura yükselen taraf oldu. Djokovic’in bir sonraki rakibi ise İtalyan Andreas Seppi oldu.



Avustralya’da en güvenilen genç yeteneklerden biri olan Nick Kyrgios’un ikinci turdaki rakibi ise Pablo Cuevas’tı. Kyrgios oldukça yakın ve çekişmeli geçen maçı 6-4 7-5 7-6(2)’lık setler sonucunda kazanmayı başardı. Kyrgios’un bir sonraki turdaki rakibi ise elemelerden gelen Mirza Basic’i güçlü oyunu ile 6-4 6-0 6-3’lük setler sonucunda yenmeyi başaran Tomas Berdych oldu. Böylece çok heyecan verici bir üçüncü tur eşleşmesi daha oluşmuş oldu.

1 yorum: