Daniel Craig’in James Bond olarak kamera karşısına geçtiği ikinci film Quantum of Solace’dı. Konu olarak Casino Royale’in bıraktığı yerden devam
eden bu filmin yönetmeni ise Marc Forster’dı.
Quantum of Solace için aksiyonun ön
planda tutulduğu bir Bond filmiydi
diyebilirim. (Sonrası için spoiler’lara dikkat!)
İlk olarak filmin konusundan biraz bahsedeyim: Sevdiği kadın
Vesper tarafından ihanete uğramış
olan 007, M ile birlikte Mr. White’ı
sorguya çekerek, Vesper’a şantaj
yapan karmaşık ve tehlikeli bir organizasyon varlığını öğrenir. Bunun ardından Bond, MI6’ya ihanet eden bir ajanın Haiti’de
açtığı bir banka hesabı izini sürer ve yanlışlıkla da olsa bir şekilde Camille ile tanışır. Camille ise Bond’u Quantum adındaki gizemli bir organizasyonun başındaki iş
adamı Dominic Greene’e götürür. Greene,
doğaya yatırım yapan bir girişimcilik şirketi varmış gibi görünmektedir ancak asıl
amacı su kaynaklarını kontrol altına almaktır. Camille ise Bond’la iş
birliği yaparak Greene'in su
kaynaklarının kontrolünü ele geçirmek için bir anlaşma yapmaya çalıştığı General Medrano’dan intikam alma amacına
ulaşmaya çalışır. Bond gerçeği
ortaya çıkarmak için bazı eski dostları ile güçlerini birleştirir. Vesper’ın ihanetinden sorumlu olan
kişiyi bulmaya yaklaşırken ise Greene’nin
tehlikeli planını ortaya çıkarmak ve organizasyonunu durdurmak için, CIA’in,
teröristlerin ve hatta M’in bile bir
adım önünde olmak zorunda kalır.
Bond filmlerinin
en önemli özelliklerinden biri Bond’un
gideceği yerlerdir. Bu film İngiltere, Avusturya, İtalya, Panama, Şili ve Meksika’daki
birçok farklı mekanda çekildi. Bir diğer önemli nokta ise tema şarkısını kimin
söyleyeceğidir. Bu filmde tema şarkısı Jack
White ile Alicia Keys birlikteliği
ile ortaya çıkmış olan Another Way to
Die’dı. (Şarkının bulunduğu film jeneriğini en altta izleyebilirsiniz.) Jenerik, genel olarak Bond filmlerinde gördüğümüz
şekilde yapılmış ve şarkı da o da güzel olmuşlar.
Bond filmlerinin
vazgeçilmezi olan Bond kızlarından
bahsetmemek de olmaz tabi. Bu filmde Bond
kızı olarak Camille rolünde Olga Kurylenko’yu ve MI6 ajanı Fields rolünde ise Gemma Arterton’ı görüyoruz. Güçlü ve kararlı yapısıyla dikkat çeken
Camille’in filmde daha büyük bir rolü
olduğunu belirtmem lazım. Ancak hem Kurylenko
hem de Arterton başarılı performans
sergilemişlerdi bence.
Filmdeki baş düşmanı yani Dominic Greene
karakterini ise Mathieu Amalric canlandırıyor. Green normalde gördüğümüzden daha farklı bir kötü adam gibi
duruyor. Bond karakterinde Daniel Craig’in gelişiyle birlikte
yaşanan değişim Bond'un baş düşmanlarını da biraz değiştirmiş gibi. Artık Bond kötü adamı da daha modern, daha
gerçekçi duruyor. Greene karakterinin
daha iyi olabileceğini düşünsem de Mathieu
Amalric’in performansı iyiydi diyebilirim.
Bir önceki filmde gelen eleştirilerin ve oluşan baskının
altından çok iyi bir şekilde kalkan ve bize mükemmel bir Bond olduğunu gösteren Daniel
Craig ise bu filmde de çok başarılıydı bence. Ayrıca Bond’un ilk filmde gördüğümüz acemiliği de artık ortadan kalmış gibiydi, bu filmde daha tecrübeli,
daha olgun bir Bond var. Daha önce de birkaç kez M rolünde izlediğimiz Judi
Dench ise yine M olarak çok
başarılı bir performans sergilemiş.
Sonuç olarak, Quantum
of Solace aksiyonun ön planda olduğu bir Bond filmiydi diyebilirim. Filmin açılış sahnesi özellikle müthişti. Serinin
en iyi filmlerinden biri olan Casino
Royale’in devam filmi olan Quantum
of Solace için onun kadar iyiydi diyemeyecek olsam da serinin iyilerindendi ve kesinlikle izlemenizi tavsiye
ederim. (Özellikle de benim gibi bir Bond
hayranıysanız.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder