19 Eylül 2015 Cumartesi

Spor: 2015 Amerika Açık'tan Sonra


2015 yılındaki Grand Slam’leri New York’taki 2 haftalık müthiş bir Amerika Açık‘ın ardından tamamlamış olduk. Ben de bu sefer turnuvanın sonunda bir değerlendirme yazısı yazayım dedim. Bu yazımda turnuvanın enlerinden ve önemli anlarından biraz bahsetmek istiyorum.

Turnuvanın en iyi maçları:


Novak DjokovicRoger Federer

Turnuvanın finalinde iki devi, tenisin zirvesindeki iki ismi karşı karşıya getiren bu dev final tabii ki de turnuvanın en iyi maçlarından biriydi. Dünyanın en iyi iki oyuncusunun karşılaştığı bu maçta güzel puanlar, müthiş bir çekişme ve daha birçok şey vardı. 3 saat 20 dakikanın ardından maçı 6-4, 5-7, 6-4, 6-4 setlerle kazanan ve şampiyonluğa ulaşan Yenilmez Adam Novak Djokovic olmuştu. Ancak Roger Federer’in özellikle son setteki mücadelesi ve geri dönüşü de müthişti. Bu maç bu müthiş ikilinin izlenmesi gereken maçlarından biri oldu kesinlikle.


Feliciano LopezMardy Fish

Bu maç turnuvanın en iyi maçlarından biri olmasının yanında en dramatik maçlarından biri oldu. Amerikalı Mardy Fish yaşadığı kalp rahatsızlığı ve çeşitli sorunlar nedeniyle 3 yıl kortlardan uzak kalmak zorunda kalmıştı ve Amerika Açık’ın ardından kariyerine son verecekti. 4 saat kadar süren bu müthiş mücadeleyi 2-6, 6-3, 1-6, 7-5, 6-3'lük setlerle kazanmayı başaran Feliciano Lopez olmuştu. Ancak Fish maçta önemli bir seri başı olan Feliciano Lopez karşısında maçın başından sonuna kadar çok iyi bir mücadele verdi.


Serena WilliamsVenus Williams

İki kardeşi Amerika Açık çeyrek finalinde karşı karşıya getiren bu maç turnuvanın en iyilerindendi. Maçın başından sonuna kadar çok kaliteli bir tenis oynanmıştı. Tenis tarihinin en özel ve güzel rekabetlerinden biri olan bu rekabeti Williams kardeşlerin evinde yani Amerika’da görmek de ayrı güzeldi. Çünkü kortta müthiş bir tenisin yanında inanılmaz bir atmosfer vardı. 3 setin ardından çok çekişmeli geçen bu maçı kazanan Serena Willams olmuştu.


Victoria AzarenkaAngelique Kerber

Turnuvanın en heyecanlı maçı ise bu müthiş maçtı bence. Hem Azarenka hem de Kerber inanılmaz bir mücadele ortaya koydular. Maçta Kerber’in müthiş ötesi savunması karşısında Azarenka’nın inanılmaz derecede güçlü ve kaliteli vuruşları vardı. Çekişmenin sonuna kadar sürdüğü maçta Kerber bir sürü maç puanı çevirmeyi başarmış ve sonuna kadar savaşmış olsa da kazanan Azarenka olmuştu.

Turnuvanın en büyük şokları:


Serena Willams

Senenin ilk üç Grand Slam'ini kazandıktan sonra Amerika Açık’ı da kazanarak Takvim Grand Slam’i yapıp tarihe geçmeye çalışan Serena Williams, yarı finalde hiç beklenmeyen bir şekilde turnuvaya veda etti. Serena’yı yenmeyi başaran kişi de hiç beklenmedik biriydi, daha önce Serena’yı 4 karşılaşmalarında da yenmeyi başaramamış Roberta Vinci’ydi. İlk sette fırtına gibi olan Serena, Vinci’yi resmen korttan silmişti. İkinci sette ise Vinci toparlanmıştı ve setin ortalarına kadar denge bozulmamıştı. Ancak sonrasında Roberta Vinci müthiş bir geri dönüş ortaya koydu ve maçı kazanarak turnuvanın hatta tenis tarihinin en büyük sürprizlerinden birini yaptı. Serena ise bu sonuçla beraber büyük bir hayal kırıklığı yaşasa da her zamankinden daha iyi geri dönecektir bundan eminim.


Rafael Nadal

Tenis tarihine şimdiden geçmiş büyük bir şampiyon olan Rafael Nadal, her sene en azından bir Grand Slam kazanmayı başarmıştı hem de 10 yıldır. Bu sene ise eski formundan biraz uzak görünen bir Rafa var. Kariyeri boyunca Grand Slam'lerde ilk iki seti kazandığı tüm maçları kazanmayı başaran ve böylece 151-0 gibi inanılmaz bir istatistiğe sahip olan Rafa, ilk defa bir Grand Slam’de iki set öne geçtiği bir maçı kaybetti. 4. Turda Fabio Fognini ile karşılaşan Rafa, maçı önde götürürken Fognini bir anda inanılmaz bir tenis oynamaya başladı ve maçı 5 sette kazanmayı başardı. Böylece Nadal’ın inanılmaz ötesi iki serisi de sona ermiş oldu maalesef. Rafa çok iyi bir sene geçirmedi belki ama inanıyorum ki o da Serena gibi çok daha güçlü bir şekilde geri dönecektir.


Kei Nishikori

Turnuvanın ilk büyük sürprizini ilk turda Kei Nishikori’yi elemeyi başaran Benoite Paire’den gelmişti. Geçen yılın finalisti, Japon yıldız Nishikori, öne de geçtiği maçı 5 sette kaybedince elenmekten kurtulamadı. Turnuvanın gizli favorilerinden biri olan Nishikori daha ilk turda elenerek turnuvanın ilk şokunu yaşattı herkese.


Andy Murray

Senenin en iyi oyuncularından biri olan Andy Murray, dördüncü turda karşılaştığı Kevin Anderson’ın güçlü servisi karşında direnemedi ve elenmekten kurtulamadı. Anderson daha önce bir Grand Slam’de hiç çeyrek final görememişti ancak bu sefer dünya 3 numarası karşısında çok iyi bir oyun oynayarak istediği sonuca ulaşmayı başardı. Bu sene Amerika Açık’a hazırlık için oynadığı bir turnuvada Novak Djokovic’i yenerek şampiyon olmayı başaran Murray ise bu sonuçla herkesi şaşırttı.


Caroline Wozniacki

Geçen senenin finalisti Caroline Wozniacki de beklenmedik bir mağlubiyet aldı. Turnuvadaki 3. Maçında Petra Cetkovska ile karşılaşan Wozniacki, sonunda turnuvanın en çekişmeli maçlarından biri olan bu maçı 3 saatin ardından 6-4 7-5 7-6 gibi bir skorla kaybederek bize turnuvanın ilk büyük şoklarından birini yaşattı. Cetkovska ise bu inanılmaz çekişmeli maçı tam 4 maç puanı çevirerek kazanmıştı. (Bu maçı aslında turnuvanın en iyilerinden biri olarak da sayabiliriz.)


Garbine Muguruza

Bu sene Wimbledon’da finale yükselerek ilk kez bir Grand Slam’de final görmeyi başarmış 9 numaralı seri başı Garbine Muguruza da erkenden elenen önemli oyunculardan biriydi. Muguruza, daha ikinci turda karşılaştığı Johanna Konta ile 3 saat 23 dakikalık, turnuva tarihine en uzun maç olarak geçmeyi başaran bir maraton maçın ardından turnuvaya veda etti.


Bob BryanMike Bryan

Turnuvanın bir şoku da çiftler kategorisinden geldi. Kazanılmadık kupa bırakmamış, efsane Amerikalı çiftler takımı Bryan kardeşler; turnuvanın daha ilk turunda seri başı olmayan Steve Johnson-Sam Querrey çifti karşısında şok bir mağlubiyet aldılar. Çiftlerde şu an dünya 1 numarası olan ve toplamda 16 Grand Slam şampiyonluğu bulunan Bryan kardeşler, bu sürpriz sonuçla 2004’ten beri ilk kez bir yılı Grand Slam şampiyonluğu kazanamadan tamamlamış oldular. Tıpkı Nadal gibi onların da böyle muhteşem bir serileri vardı.

Turnuvada Dikkat Çeken Oyuncular:


Johanna Konta

Johanna Konta, elemelerden gelerek turnuvada art arda iki önemli oyuncuyu yenmeyi başararak turnuvaya damga vuran isimlerden biri oldu. Dünya 97 numarası Konta daha önce kariyerinde Grand Slam’lerde sadece 1 kez ilk turu geçmeyi başarmış olsa da bu sene Amerika Açık’ta çok iyi bir performans gösterdi. Elemelerdeki 3 maçını geçerek ana tabloya kalan Konta, ana tablodaki ilk tur maçını da rahat geçmişti. İkinci turda ise rekor kıracak bir maç onu bekliyordu. Konta, tam 3 saat 23 dakika sürerek Amerika Açık tarihine en uzun kadınlar maçı olarak geçen bu müthiş maçta ise 2015 Wimbledon finalisti Garbine Muguruza’yı turnuva dışına itmeyi başardı. Bir sonraki turda ise yine önemli bir raketi, 18 numaralı seri başını elemeyi başardı. 4. turda ise karşısında daha güçlü bir rakip vardı: Petra Kvitova. Konta bu maçı kazanamasa da dünya 5 numarasını zorlamayı başardı. Konta ile ilgili bilmeniz gereken bir başka şey ise Wimbledon’da Maria Sharapova’ya yenilmesinden beri üst üste tam 16 maç kazanmış olduğudur. Bu müthiş serisi sona ermiş olsa da Konta, New York’ta bu sene iz bırakmayı başardı.


Kristina Mladenovic

22 yaşındaki Kiki Mladenovic şüphesiz ki turnuvanın en dikkat çeken oyuncularından biriydi. Çeyrek finale çıkarak kariyerinin en iyi Grand Slam sonucunu elde etmeyi başaran Mladenovic, çeyrek finalde turnuvanın sürpriz finalisti Roberta Vinci’ye çekişmeli geçen 3 setlik bir maçın ardından mağlup olmuştu. Mladenovic çeyrek finale yükselirken eski finalistlerden Svetlana Kuznetsova ve 13 numaralı seri başı Ekaterina Makarova’yı geçmeyi başarmıştı.


Fabio Fognini

İtalyan Fognini hiçbir zaman tam olarak bir sert kort oyuncusu olmamış olsa da bu sene Amerika Açık’ın en büyük sürprizlerinden birini yaparak turnuvaya damga vurmuştu. Rafael Nadal karşısında bir Grand Slam’de 2 set geriden gelerek maç kazanmayı başaran ilk kişi olan Fognini, bu maçtaki muhteşem geri dönüşüyle turnuvanın en çok konuşulan oyuncularından biri olmuştu.


Kevin Anderson

Daha önce Grand Slam’lerde 7 kez dördüncü tur oynamış ancak hiç çeyrek finale yükselememiş Kevin Anderson, bu sefer oynadığı mükemmel oyunla dördüncü finalde dünya 3 numarası Andy Murray’i geçmeyi başardı ve kariyerinde ilk defa bir Grand Slam’de çeyrek finale yükselmeyi başardı. Anderson bu sene Wimbledon’da da dünya 1 numarası Novak Djokovic’i elemeye çok yaklaşmıştı.

Amerika Açık’a Veda Edenler:


Flavia Pennetta

Bu sene Amerika Açık’taki en ilginç anlardan biri de turnuvada şampiyonluğa ulaşan Flavia Pennetta’nın kupa seremonisinde emekliye ayrılacağını açıklaması olmuştu. Turnuva boyunca her anlamda inanılmaz bir tenis oynayan ve çok zorlu rakipleri geçmeyi başaran Pennetta, çok hak ettiği bir şampiyonluk kazanmış ve Amerika Açık’ın ilk İtalyan şampiyonu olmuştu. Pennetta’nın bu kararı için zirvede bıraktı da demek mümkün. Turda geçirdiği 15 yılın ardından çok güzel bir şekilde tenise veda eden Pennetta’yı çok özleyeceğimiz kesin.


Lleyton Hewitt

Avustralyalı efsane, eksi dünya 1 numarası Lleyton Hewiitt de son Amerika Açık’ını oynayanlardan biriydi. Amerika Açık’ı 2000’de çiftlerde, 2001’de ise teklerde kazanmayı başarmış Hewitt, 2016 Avustarlya Açık’ın ardından kortlara veda etmeye hazırlanıyor. Hewitt ve her zamanki savaşçı ruhu Amerika Açık’ta olduğu kadar turun geri kalanında da özlenecek o kesin.


Mardy Fish


2015 Amerika Açık’ın en özel hikayelerinden biri de Mardy Fish’in hikayesiydi. Yaşadığı kalp rahatsızlığı ve endişe bozukluğu gibi sorunların ardından yaklaşık 3 yıl tenisten uzak kalmış olan Amerikalı raket Mardy Fish, tenisi kendi istediği şekilde bırakmak için Amerika turundaki turnuvalara katılmıştı. Amerika Açık’ta da ilk tur maçını kazanmayı başaran eski dünya 7 numarası Fish, ikinci turda Feliciano Lopez karşısında muhteşem bir mücadele vermesine rağmen elenmekten kurtulamamıştı ki bu maç bu sene oynadığı 6. maçtı. 5 setlik bu müthiş maçın ardından turnuvaya ve tenise veda eden Fish, bu sene yaptıklarıyla tenis seyircilerinin sempatisini ve takdirini kazandı kesinlikle. Turdaki en sevilen oyunculardan biri olan Fish’i de çok özleyeceğiz tabii ki. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder