Ve artık çeyrek finaller
başladı. Phillipe Chatrier’de günün ilk
maçında 2008 şampiyonu Ana Ivanovic’in rakibi Elina Svitolina’ydı. Maça iyi başlayan Ivanovic ilk seti 39 dakika sonunda 6-3 ile kazandı. İlk setteki
momentumunu ikinci sete de taşıyan Ivanovic
daha ilk oyunda servis kırdı. Sette daha sonra bir kere daha servis kıran Ivanovic, ikinci seti de rahat bir
şekilde 6-2 kazandı. Maçta çok iyi görünen Ivanovic,
bu sonuçla 2008’de Roland Garros’u kazanmasından beri ilk
defa bir Grand Slam’de son dörde kalmayı başardı. Ayrıca bu Ivanovic’in kariyerindeki beşinci Grand Slam yarı finali olacak.
Susanne Lenglen’deki ilk maçta ise Lucie Safarova
ile Garbine Muguruza karşılaştılar. İlk
set uzun süre dengeli geçti, oyuncular servis oyunlarını çok zorlanmadan
kazandılar. Yedinci oyunda ise servis atan Muguruza
10 dakika kadar süren uzun oyunu baskıya rağmen kazanmayı başardı ve yine
servis kırılmadı. Safarova sonra
yine Muguruza’nın servisini zorladı
ancak yine servis kıramadı. İki tenisçinin de servis kırma puanı bulamadığı bu
dengeli ilk set tie-break’e gitti. Tie-break ise sete göre daha rahat geçti ve kazanan 7-3 ile Safarova oldu. İkinci sette ise Muguruza’nın bir servis kırmasına karşı iki kere servis kıran Safarova, bu seti daha rahat bir şekilde
kazandı ve kariyerinde ikinci kez bir Grand
Slam’de yarı finale yükseldi. Ayrıca
Safarova bu maç da dahil turnuvadaki
tüm maçlarını 2 sette kazanmış oldu.
Chatrier’deki ikinci maçta Fransızların en önemli oyuncularından Jo-Wilfried Tsonga, Japon raket Kei Nishikori ile karşılaştı. İlk iki sette rakibinden daha üstün görünen
Tsonga; ilk seti 6-1, ikinci seti ise
6-4 ile kazandı. İkinci sette bir ara 4-1 öne geçen Tsonga yine çok rahat görünüyordu ki aşırı rüzgardan dolayı scoreboardun
bir parçasının seyircilerin üzerine düşmesi nedeniyle oyuna ara verilmek
zorunda kalındı ve oyuncular bir süre soyunma odasına gittiler. Aradan sonra daha
iyi dönen Nishikori ikinci sette
direnç gösterse de Tsonga hata
yapmadı ve seti kazanmayı bildi. Üçüncü sette ise Nishikori’nin bu direnci etkisini gösterdi ve Nishikori seti 6-4 kazandı. Dördüncü sette de daha iyi olan taraf Nishikori’ydi ve bu seti de 6-3
kazanmayı başardı. Böylece setlerde durum 2-2’ye geldi ve maç final setine
uzadı. Son sete ise Tsonga servis
kırarak başladı ve 4-1 öne geçti. Ele geçirdiği servis kırma avantajını
kaybetmeyen Tsonga seti 6-3
kazanarak evindeki turnuvada bir kere daha yarı finale yükseldi. Bu zorlu maçın
ardından galibiyeti toprağa ‘’Roland Je T’aime’’ yazarak kutladı. Sakatlığı
nedeniyle bir süredir göremediğim Tsonga’nın
bu kutlamalarını da özlemiştim açıkçası.
Lenglen’deki ikinci maç ise kimilerinin İsviçre derbisi olarak da nitelendirdiği Roger Federer-Stanislas Wawrinka
maçıydı. Maçın ilk setini 47 dakikada kazanan Stan Wawrinka oldu. İkinci sette de ilk setteki iyi performansını
devam ettiren Wawrinka, bu seti de
6-3 aldı ve setlerde 2-0 öne geçti. Rüzgarın çok etkili olduğu maçta Wawrinka’nın aksine Federer rüzgara çok iyi reaksiyon
verememiş gibiydi ilk iki set. Üçüncü sette biraz daha dirençli bir oyun ortaya
koyan Ekselansları, seti tie-break’e
taşımayı başardı. Ancak tie-break’te de daha iyi olan taraf Wawrinka’ydı ve tie-break’i 7-3 alarak
maçı 3-0 bitiren Wawrinka yarı
finale yükseldi. Maçta Federer kendi
oyununu bir türlü oynayamadı, buna karşı olarak da Wawrinka çok çok iyi oynadı. Böylece beklenenin aksine çok rahat
bir galibiyet elde eden Wawrinka,
kariyerinde ilk kez Roland Garros’ta
yarı finale yükseldi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder