İstanbul’da son yıllarda bir sürü yıldız tenisçiyi
izleme şansımız oldu. 2011, 2012 ve 2013 yıllarında WTA Sezon Sonunu
Şampiyonası İstanbul’da gerçekleştiğinden dolayı o üç sene dünyanın en iyi 8
tenisçisini canlı izleyebildik. Bunlardan
bazıları ise Serena Williams, Maria Sharapova, Victoria Azarenka, Petra
Kvitova, Li Na, Caroline Wozniacki ve Agnieszka Radwanska... Ve sonunda
Ekselansları, Majesteleri, Swiss Maestro, Fedex gibi isimlerle de tanınan
tenisin yaşayan efsanesi Roger Federer’i canlı canlı izleyebildim (hem de 3 kere). Federer’in
İstanbul Open’daki çeyrek final, yarı final ve final maçlarını izleme şansım
oldu.
Federer toprak sezonunun başında olduğumuz için ve
daha tam toprağa adapte olamadığından belki maçlarında biraz zorlandı. İlk
maçında, turnuvanın ikinci turunda daha önce 14 kere karşılaşıp her seferinde
de mağlup etmeyi başardığı Jarko Nieminen ile karşılaşmıştı. O maçı
televizyondan izleyebildim. İlk sete Federer çok iyi başlayıp hızlı bir şekilde
seti hanesine yazdırmıştı. İkinci sette ise Nieminen sanki Federer’e karşı
nasıl oynaması gerektiğini çözmüş gibi görünüyordu çünkü file önüne gelmesine
pek izin vermeyerek ve topu sürekli oyunda tutmaya çalışarak Federer’in
dengesini bozmuştu biraz. İkinci set bu nedenle daha başa baş gitmişti. Ancak Federer
durum 5-5 iken servis kırarak durumu 6-5 yaptı ve sonraki oyunu da alarak seti
7-5 kazandı ve biraz sıkıntı yaşamasına rağmen maçı 2-0’lık bir skorla
kazanmayı bildi. Maç sonunda ise ‘’Seti tiebreak olmadan kazandığım için
mutluyum çünkü bakarsınız tiebreak’i rakibim alırdı. Sonra 3. Sette de çok iyi
oynayabilirdi bu da işleri çok zorlaştırabilirdi.’’ şeklinde bir açıklama yapmıştı.
İkinci maçında ise çeyrek finalde daha önce
karşılaşmadığı bir oyuncu olan Daniel Gimeno-Traver ile karşılaştı. Toprakta
bilinmeyen bir oyuncu ile karşılaşmak tehlikelidir ve Federer de bu maçta
beklenmeyecek bir şekilde zorlandı. Federer ilk sette servis kırarak 3-1 öne
geçtikten sonra avantajını kaybetmişti. Daha sonra ise seti tie-break ile
kazandı. İkinci sete ise Gimeno-Traver daha iyi başladı ve 3-1 öne geçti. Daha
sonra Federer 1 oyun kazanıp 2 oyun kaybetti ve durum 5-2’ye geldi. Ancak
Federer oyuna biraz daha ağırlığını koyarak durumu 5-5’e getirdi. Bu set de
tie-break’e gitti ama bu sefer kazanan taraf Gimeno-Traver oldu ve maçı final
setine taşıdı. Üçüncü set de 3-3’e kadar dengede devam etti ama daha sonra Federer
oyuna ağırlığını koydu ve seti 6-3 ile kazandı. Bu maç Ekselansları'nın en başa
baş giden maçıydı bence.
3. maçında ise yarı finalde Diego Swartzman ile
karşılaştı. Bu maçta Diego çok iyi oynadı. Zaten Federer de maç sonu
açıklamalarında ‘’ Diego çok iyi bir maç oynadı. Ben onunla başa baş oynamakta
zorlandım.’’ demişti. Maçta ilk seti 6-2’lik skorla hızlı bir şekilde Diego
hanesine yazdırırken Federer pek bir varlık gösterememişti. Ancak ikinci sette
de Federer daha baskındı ve o da bu seti 6-2 kazandı. 3. Sette ise oyuncular
çok yakın bir oyun sergilediler. Ve durum 5-5 e geldiğinde iki taraf da
kazanabilir gibiydi. Sonraki Federer servis kırmayı başardı ve bir sonraki oyunu
da alarak seti 7-5 kazandı. Bu sonuçla Ekselansları kariyerinin 128. Finaline
yükseldi. Aşagıdaki fotoğraf maçın başındaki para atışından; para atışını ise geçen sene Grand Slam şampiyonu olarak bir ilke imza atan genç sporcu İpek Soylu yapmıştı.
İstanbul’daki son maçında ise, finalde Pablo Cuevas ile
karşılaştı. Cuevas yarı finalde turnuvanın diğer yıldızı Grigor Dimitrov
karşısında iyi bir oyun sergilemiş ve finale yükselmişti. Cuevas uruguaylı bir
tenisçi, ülkesinde toprak kort sayısı fazla ve ispanyollar gibi o da toprak
kort turnuvalarında bunun avantajını kullanabiliyor. Finalde de bunu gösterdi
biraz. İlk sette Federer çok iyi bir açılış yaparak durumu 3-0’a getirdi ve
avantajını devam ettirerek seti 6-3 aldı. İkinci set ise çok çekişmeli geçti.
İkinci sette 3-3’e kadar oyun dengede gitti. Setin devamında önce Federer sonra
ise Cuevas servis kırdı ve böylece Federer elde ettiği avantajı kaybetmiş oldu.
Sette daha sonra servis kırılmadı ve ikinci setin kaderini unutulmaz bir
tie-break belirledi. Tie-break’te durum 6-4 olduğunda Federer 2 maç puanını
kullanamadı, 7-6 ve 9-8 de ise iki kere daha maç puanınından yararlanamadı.
Buna karşılık ise Cuevas’ta 8-7, 10-9 ve 11-10’da üç set puanı kaçırdı. İki
tenisçinin de önemli puanları kaçırdığı bu nefes kesen tie-break’te durum 12-11
iken Cuevas’ın forehand hatasıyla beraber tie-break 13-11 gibi inanılmaz bir
skorla bitti ve Federer maçı 6-3 7-6’lık iki sette kazanmış oldu.
Böylece Ekselansları İstanbul Open’daki ilk şampiyon
oldu ve biz tenisseverlere unutulmayacak anılar bıraktı. Turnuvada zaman zaman
zorlansa da özellikle son maçta gerçek oyununu görebildik. Turnuvadaki en iyi
performansını son maçta dopdolu bir statta gösteren Federer bu galibiyetiyle
2012 Madrid Masters’tan sonra ilk defa toprakta şampiyonluk elde etmiş oldu.
Ayrıca bu şampiyonluk kariyerindeki 85. Şampiyonluğu oldu. Bu turnuvanın bir diğer
önemli noktası ise kazandığı ilk maçın (Jarko Nieminen ile olan maçının)
kariyerindeki 200. toprak galibiyeti olmasıydı. Burada Grigor Dimitrov için de bir
parantez açmam gerek çünkü o da benim en sevdiğim tenisçilerden biridir ve onu
da canlı izleyebildiğim için çok mutlu oldum. Dimitrov atletik yapısı ve
izlemesi çok zevkli olan oyunuyla bence gelecekteki en önemli yıldızlardan biri
olacak. Bu turnuvada aslında Cuevas maçına kadar iyi bir görüntü sergilemişti
ancak Cuevas karşısında pek bir varlık gösteremedi ve yarı finalde turnuvaya
veda etti.
Son olarak şunu da belirteyim; Ekselansları
İstanbul’da bulunduğu süre boyunca kendi hesaplarından bir sürü fotoğraf paylaşarak İstanbul’un tanıtılmasına da yardımcı oldu. Ayrı bir yazımda Federer'in paylaştığı fotorafları ve turnuvadan fotoğrafları da paylaştım, onlara şuradan ulaşabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder